NYSA Antik Kenti
NYSA ANTİK KENT
Nysa Karia Bölgesi'nin önemli kentleri arasında yer almaktadır. Bölgenin ve Menderes Nehri'nin kuzeyinde, Cevizli / Aydın (Messogis) Dağlarının güneyindeki korunaklı yamaçta bulunmaktadır. Antik dönemde yoğun olarak kullanılan önemli bir ana yol, Anadolu'nun iç bölgelerinden gelerek Nysa'dan geçmekte ve buradan Karia ve İonia Bölgeleri›nin diğer kentlerine ulaşmaktadır. Dolayısıyla kent önemli ulaşım ve ticaret yolları üzerinde yer almaktadır. Kent Menderes Nehri'nin hemen kuzeyinde, nehrin oluşturduğu bereketli havzada kurulmuştur. Antik kaynaklardan Hellenistik Dönem'de, MÖ 3. yüzyılda kurulduğu öğrenilen Nysa, özellikle Roma Dönemi'nde oldukça gelişmiş bir kent haline gelmiştir. Strabon ve Bizanslı Stephanos’un anlattıklarından, kuruluşu hakkında bilgi edindiğimiz Nysa’nın ilk olarak Athymbra ismiyle kurulmuş olduğunu öğrenmekteyiz. Antik kaynaklar ışığında Nysa önemli bir eğitim ve kültür kentidir. Öyle ki, Amasya’lı ünlü coğrafyacı Strabon (MÖ 64 – MS 24), eğitimini Nysa'da sürdürmüştür. Strabon Coğrafya adlı eserinde (Geographica XIV, 649) kenti, hızlı akan ve derin bir boğaz oluşturan dereyle ikiye ayrılmış, çifte kent olarak tanımlayıp, kentteki yapıları anlatmaktadır.
Antik kentte gerçekleştirilen kazı ve araştırma çalışmaları sonucunda, alanda kalıntıları bulunan yapıların, Roma Dönemi'ne ait oldukları saptanmıştır. Kentin kuruluş dönemine ait Hellenistik Dönem yapıları, kentte ağırlıklı olarak görülen Roma ve Geç Roma Dönemi mimarisinin altında kalmıştır. Strabon’un sözünü ettiği yapılardan batı yakadaki Gymnasium, Tiyatro ve Stadion; ve doğu yakadaki Agora ve Gerontikon, ilk olarak Hellenistik Dönem’de inşa edilmiş yapılardır.
Menderes Nysa'sı olarak da adlandırılan kent, özellikle Roma Dönemi'nde eğitim ve kültür açısından oldukça ilerlemiştir. Kentte eğitim amaçlı kullanılan yapılardan biri genç erkeklerin eğitildiği Gymnasium, diğeri ise Efes Celcius Kütüphanesi'nden sonra, Anadolu'nun en iyi korunmuş örneklerinden biri olan (M.S. 2. yüzyıla tarihlenen) Kütüphane'dir. Bu yapıların yanı sıra Tiyatro ve Stadion da, Nysa kentinin gelişmiş kültürünün göstergesi olan yapılardır. Kentin politik, sosyal ve ticari yaşantısını ise Gerontikon / Yaşlılar Meclisi ve Agora yansıtmaktadır.
Topografyaya uyumlu bir şekilde inşa edilmiş yapıların çoğu, Roma Döneminin mimari ve mühendislik özelliklerini oldukça çarpıcı bir şekilde yansıtmaktadır. Vadi üzerine inşa edilmiş olan Stadion ile 3 adet köprü ve kenti ikiye ayıran derenin içinden geçtiği Tünel, Roma Dönemi mimarisinin görülmesi gereken örneklerindendir.
Kentin 3 km batısında, iki katlı tonozlu yapılardan oluşan bir mezarlık alanı (Nekropolis) ve daha da batıda yer alan bir kutsal alan (Akharaka / Pluton ve Kore Tapınağı) bulunmaktadır.
Geç Roma ve Bizans Dönemlerinde, MS 12. yüzyıla kadar, kentte yaşamın devam ettiği, kentte ortaya çıkarılan kalıntılardan anlaşılmaktadır. MS 13. ve 14. yüzyıllarda Aydın Bölgesi›ne Selçuklular ve Anadolu Beylikleri›nden Menteşe ve Aydınoğulları Beylikleri hakim olmuş, 15. yüzyıldan itibaren ise Nysa terkedilerek, güneyindeki günümüz modern yerleşimi olan Sultanhisar'da yaşanmaya başlanmıştır.
NYSA ANCIENT CITY
Antik Çağ”da büyük bir öneme sahip olan Nysa , Aydın Dağlarının güneye bakan yamacında Tekkecikdere adlı akarsuyun çevresinde çok dik bir boğazın oluşturduğu alanın her iki yanında kurulmuş romantik görünümlü bir tür “çifte kent”dir.
Nysa”daki arkeolojik kazılar 1990 yılından başlayarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Ankara Üniversitesi adına Prof.Dr. Vedat İdil tarafından yürütülmekteydi. Türkiye”de ilk “Arkeopark”olarak düzenlemeye çalışılan bu antik kentte bugüne kadar ortaya çıkarılan kalıntılar şunlardır:
Nysa had a great importance in the Ancient Ages ,it was a kind of romantic looking double city was founded on both sides of area which was formed by strait around Tekkecikdere River on the south facing slope of Aydın Mountains.
Archaeological excavations in Nysa is carried out by Prof.Dr.Vedat İdil for Ankara University and The Ministry of Culture and Tourism and General Directorate of Monuments and Museums since 1990.Here are the ruins unearthed so far in this ancient city which has been arranging as the first Arkeopark of Turkey:
Kentin Sur Duvarları : Yer yer Bizans döneminden kalma sur izleri görülmektedir.
City Walls : The evidence of sur can be seen remained from Byzantine Era.
Gymnasium : Nysa”daki gençlerin düşünsel ve bedensel olarak eğitim gördükleri 70*165m. ölçülerindeki bu büyük yapı genç Roma İmparatorluğu dönemine aittir.
Gymnasium : This 70*165m large building remained from the period of Roman Empire where the young people in Nysa had intellectual and physical education.
Stadyum : Strabon”un amphitheater olarak tanımladığı ve bugün sel suları nedeniyle tahrip görmüş 44*192m. ölçülerindeki stadyum, 30.000 kişiyi alabilecek kapasitededir.
Stadium : 44*192m.Stadium which was described as amphitheatrer by Strabo and was damaged due to the flood waters had a capaticy of 30.000 people.
Roma Köprüsü : Stadyum”un kuzey kısmında derin bir vadi üzerinde bir Roma köprüsü kalıntısı bulunmaktadır.
Roman Bridge : There are the remains of Roman Bridge over the deep valley northern part of the Stadium.
Tünel : Tonozlarla örtülü 100m. uzunluğundaki bu tünel, gizli yer altı geçitidir.
Tunnel : 100 mt tunnel which was covered with vaults is a secret underground passage.
Agora : 89*105m. ölçülerinde ve dört yanı sütunlarla çevrili Agora bir Pazar yeridir.
Agora : 89*105m. Agora was Market Town and surrounded by four columns.
Bouleuterion : Strabon bu yapıyı Gerontikon(Yaşlılar Meclisi)olarak tanımlamıştır.En iyi korunmuş yapılardan biri olan Bouleuterion 600 ile 800 kişiyi alabilecek kapasitededir.Bouleuterion M.S. 1.yüzyılda inşa edilmiş olup, M.S. 2.yüzyılda değişiklik görmüştür.
Bouleuterion : Strabon desribed this building as Gerontikon(Senior Council) Bouleuterion which was one of the best preserved buildings had a capacity of between 600 and 800 people. Bouleuterion was built in the 1st century AD,then had some changes 2nd century AD.
Tiyatro : İyi korunmuş bu yapı, Roma İmparatorluk Çağı”da inşa edilmiştir.12.000 kişilik tiyatronun orkestrası(sahne alanı)27m. çapındadır.Tiyatronun taşınır sahnesinin altında büyük bir havuz vardır.Deniz savaşlarını yansıtan gösterilerde burası su ile dolduruluyordu.Tiyatronun sahne yapısının podyumlarında bulunan bağcılık ve şarapçılık tanrısı Dionysos”un yaşamına ait frizler çok önemlidir. Çünkü Nysa tiyatrosundaki bu frizler Türkiye”deki en iyi korunmuş durumdakilerdir.
Theatre : The well-preserved building was built during the Roman Imperial Age.The orchestra of 12000 seat-theatre was 27 m. diameter.There was a large pool below the movable scene of the theatre.It was filled with water during the demonstration that refleted the naval battle.The friezes of life of Dynosus the god of wine –growing and wine-making, which are on the platform of the scene are very important.Because these friezes which are in the Nysa theatre are the best-preserved ones in Turkey.
Kütüphane : M.S. 2.yüzyılda inşa edilen ve iki ya da büyük olasılıkla üç katlı olan bu yapı, Efes”deki Celcus kütüphanesinden sonra Türkiye”nin en iyi korunmuş ikinci antik çağ kütüphanesidir. Okuma salonunun yüzölçümü 13,40*14,80m.lik bir alanı kaplar. Rulolar ya da yazmalardan oluşan ciltler nişler içinde yapılmış raflarda korunuyordu.
Library : This library is the best preserved ancient library in Turkey after the Celcus in Ephesus and that was built most likely during the 2 century and three-ply.Reading lounge area covers 13,40*14,80m.long.area.Manuscripts which are formed with rolls or tomes protected in the shelves made in niches.
Roma Hamamları : Nysa”da antik kentin doğusunda yer alan oldukça büyük bir yapı kalıntısıdır.
Roman Baths : They are large building remains in the east of Nysa Ancient City.
Nekropol : Kentin nekropolü(mezarlık)kentin batı tarafındadır. Nekropol yan yana dizilmiş çift katlı, tonoz kemerli yapılardan oluşmaktadır. Mezarların içinde ise genellikle lahitler vardı.
Necropolis : The necropolis of the city (cemetery) was in the western side of city.Necropolis was formed with double-decker,vaulted arches lined side by side.There were generally sarcophagus in the tombs.
Antik Karia bölgesinin en önemli kenti olan Nysa, İlçemizin 3 km kuzeybatısında yer almaktadır. Nysa Antik kenti, 12.000 izleyici kapasitesine sahip atnalı planlı tiyatrosu, dört yanı çift sıra sütunlarla çevrili Agorası, amfi tiyatro olarak da tanımlanan Stadyumu, Türkiye’nin en iyi korunmuş antik çağ kütüphanesi, Bizans dönemine ait şehir surları ve eski çağlarda Akharaka olarak adlandırılan kutsal tapınağı ile her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği önemli kültür ve turizm merkezidir.
The most important ancient Carian city of Nysa is located in 3km northwest of our district.Nysa Ancient City is an important cultural and tourist center ,is visited by thousands of tourists every year with its horse-shoe shaped theatre with a capacity of 2000 spectators,Agora which is surrounded by a double row of columns with four sides ,Stadium defined as an amphitheatre ,ancient library which is best preserved in Turkey,Byzantine city walls,holy temple referred Akharaka in ancient times.
Tarihçi Stephanus’a göre M.Ö. 3.yy.ın ilk yarısında Seleukos’un oğlu I. Antiokhos Soter (M.Ö 281–261) tarafından eşi adına kurulmuştur. Coğrafyacı Strabon’a göre ise, Athymbros, Athymbrados ve Hydreleos adında üç kardeşin kurduğu köylerden oluşuyordu.
According to the historian Stephanus ,it was established in the name of his wife by Antiokhos Soter I (281-261 BC) the son of Seleucus in the first half of 3 rd century BC.According to the geograhper Strabo, it was cosisted of three villages founded by three brothers named Athymbros, Athymbrados and Hydreleos.
Çok dik bir boğazın iki yakasına kurulmuş iki şehir görünümündeki kenti, üç köprü birbirine bağlamaktadır. Şehri ikiye bölen dere yatağının batısında Gymnasium ve Stadium, kuzeyde Bizans yapı kalıntısı ve Türkiye’nin en iyi korunmuş antik çağ kütüphanesi, kütüphanenin kuzeydoğusunda ise sahne binasının kabartmalı podyum frizleri ile ayrı bir öneme sahip olan yaklaşık 10.000–12.000 kişilik tiyatro bulunmaktadır. Sel yatağının doğusunda dört tarafı çift sıra sütunlarla çevrili agora, Bouleuterion ( meclis binası) ve Roma hamamları yer alır. Şehrin Nekropolü batıda antik kentin kutsal alanı olan Akharaka, ( Salavatlı ) yolu üzerinde bulunmaktadır.
Three bridges connected the city which had the view of two cities located on the both sides of step strait.There are Gymnasium and Stadium in the western part of cith bed that divides the city ,Byzantine Ruins and the best preserved ancient library in Turkey in the North,embossed podium friezes of stage building in the northeast of library,10000-12000 seat theater which has different significance.There are agora surrounded by a double row columns on all four sides , Bouleuterion(Parliament Building) and Roman Baths.Necropolis of the ancient city is on the western road which is the way of Akharaka holy area.
NYSA ÇARŞI BAZİLİKASI 2012 ÇALIŞMALARI
2012 yılında yapıda gerçekleştirilen kazı çalışmaları büyük oranda yapının planını ve mimarisini ortaya çıkarmakla birlikte işlevine dair kesin ipuçlarını vermemiştir. Yapıda önümüzdeki yıllarda devam edecek çalışmalar yapının işlevi üzerine daha detaylı bilgi edinilebilmesini sağlayacaktır. Daha önce çarşı bazilikası olarak tanımlanmış olan yapının bir bazilika olup olmadığı yapının güneyinde gerçekleştirilecek kazı çalışmaları sonucunda kesinlik kazanacaktır. Yapının Magnesia Çarşı Bazilikası’nın figürlü başlığıyla benzer kompozisyona sahip figürlü başlıklarına dayanılarak yapılan bir işlev tanımlaması yeterli değildir. Roma döneminde, kentlerin en merkezi yerlerinde foruma bitişik olarak inşa edilen, adli, ticari ve idari mahkemelerin yanı sıra ticaretin yapılmakta olduğu, sarrafların ve bazı tüccarların bir takım izinlerle tezgâh açabildiği, gezenlerin, davaya gelenlerin güneşten veya kötü hava şartlarından korunduğu kapalı mekânlar olan bazilikalar ince uzun, iki sütun sırasıyla üç nefe ayrılan yapılardır. Mevcut mimarisiyle açığa çıkarılan yapı, üç kemerli anıtsal bir girişe sahip dörtgen formlu “tribunal” olarak adlandırabileceğimiz bir salondan ibaret olmakla birlikte bazilika mimarisinde sıklıkla görülen sütun sıraları henüz saptanamamıştır.
Mimari bezemelerine ve mimari – teknik özelliklerine göre M.S. 2. yüzyılın ikinci yarısına tarihleyebileceğimiz yapının kazısı sırasında kısmen korunmuş mermer döşeme zemininin üst seviyesinde saptanan yoğun yanık tabakası ile kireçleşmiş mermer blokları yapının yıkımı sırasında geçirdiği büyük bir yangına işaret etmektedir. Ele geçen Bizans dönemi seramikleri de yapının bulunduğu alanda geç dönem yerleşiminin varlığını göstermektedir.
Yrd. Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER